Yurdagül UYGUN-20 Ekim 2017 www.sozcu.com.tr

Matematik ve Türkçe üzerine kurulan Yükseköğretim Kurumları Sınavı, öğrenciler açısından ‘haksız rekabet’ olarak değerlendirilirken, boşa çıkan tarih ve felsefe öğretmenleri de işsiz kalmaya başladı bile… Ancak dün yeni sisteme tarihin eklenmesiyle bu durumun düzelmesi bekleniyor.

Yeni açıklanan Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın öğrenci ve öğretmenler için haksızlığa neden olacağı belirtildi. Matematik ve Türkçe üzerine kurulan yeni sistemin öğrencileri okuldan uzaklaştıracağı, matematik bilgisi iyi olan öğrencinin diğer alanlarda başarılı olan öğrencilerin önüne geçeceği kaydedildi. Yeni sistem nedeniyle boşa çıkan Tarih ve Felsefe öğretmenleri de işten çıkarılmaya başlandı. Ancak dün yapılan değişiklikle tarih öğretmenleri için durumun düzelmesi bekleniyor.

Eğitimci Onur Soğuk, yeni sınav sisteminin öğrencilerin aleyhine bir sistem olduğunu belirterek, “Çocuklar, ders ve soru sayısı azaldığı için daha az derse çalışacaklarını düşündükleri için olumlu bakıyor. Ama sistem, hemen hemen tek bir ders türü üzerinden inşa edilmiş gibi duruyor. Matematiği iyi olanlar öne çıkacak, diğerleri için haksızlık olacak. Yani haksız rekabete neden olacak” dedi.

MATEMATİK ÖĞRENCİLERİ SINAVA GİRİP TIP OKUYABİLECEK

Şu anda matematik öğretmenlerinin, üniversitede mühendislik ve matematik bölümünde öğrenim gören öğrencilerin sınava girip, tıp fakültesini kazanabileceklerini anlatan Soğuk, “Tıp fakültesi için puanın yüzde 50’si matematikten, yüzde 20’si Türkçe’den yüzde 30’u da Fen Bilimleri’nden geliyor. Matematiği iyi olanlar diğer çocukların tamamının önüne geçer. Bir kurs merkezinde çalışan matematik öğretmeni şu an sınava girip tıp kazanabilecek” diye konuştu.

LİSELERİN BOŞALMASI SÖZKONUSU

Onur Soğuk, “Yeni sistemin bu arızasıyla birkaç yıl uygulandığını düşünelim. En çok kime zarar verir? Matematik-Fen öğrencisine zarar verir. Çünkü bu sistemde öğrenci küser. Çalışmasının karşılığını alamadığı için okuldan soğuyacak. Bununla beraber, mevcut sistem soru sayılarını azalttı, Türkçe ve matematiğe yoğunlaştı. Evde oturup, özel ders alıp, açık liseye geçme eğiliminde olan çok öğrenci var. Liselerin boşalması durumu sözkonusu” dedi.

MÜFREDATI KAPSAMIYOR

Yeni sistemin öğrencileri tek tipleştirdiği söyleyen Soğuk, “Türkçe Matematik ağırlıklı olduğu için herkes Türkçe Matematik’ci oldu. Sistem bütün öğrencileri aynı havuza soktu. Ayrıca sınavda 13 fizik ya da kimya sorusu müfredatı da kapsayamaz. Yerleştirme açısından problem yok. Kontenjanlar dolar. Ama sıkıntı öğrenci yerleştirmek değil” dedi.

TARİH VE FELSEFE ÖĞRETMENLERİ İŞTEN ÇIKARILIYOR

Fen Bilimleri Eğitim Kurumları Genel Müdürü Kurtuluş Arıkan, yeni sistemde sayısal öğrencinin tarih, felsefe ya da coğrafya görmediğini belirterek, “Bu dersler önemini yitirecek. Daha önce YGS sınavında bu konular vardı. Daha sonra alanla ilgili sorulara geçiliyordu. Ayrıca önceki sistemde fizik ve kimyadan 30’ar soru soruluyordu. Şimdi 13 soru var. Bununla birlikte tarih ve felsefe öğretmenleri boşa çıkmış görünüyor. Özel öğretim kurumlarında bu öğretmenlerin ihtiyaç duyulmadığı için işten ayrıldığına dair duyumlar aldık” dedi.

FELSEFE BÖLÜMÜNE FELSEFE SORUSU ÇÖZMEDEN GİRİLEBİLECEK

Fen Bilimleri Eğitim Kurumları Rehberlik Koordinatörü Cihan Yeşilyurt, “Felsefe bölümü eşit ağırlıklı yani Türkçe Matematik ile öğrenci alıyor. Bununla birlikte Türkçe Matematik öğrencisi hiç felsefe sorusu çözmeden Felsefe bölümüne girebilir. Dolayısıyla bu öğretmenlerin motivasyonunu bozan önemli bir şey” dedi.

AZ SORUYLA DEĞERLENDİRME YAPMAK MÜMKÜN DEĞİL

Birinci oturumda fen bilimleri testi olmadığını, ikinci oturumda olduğunu söyleyen Yeşilyurt, şöyle devam etti: “Öğrenciler fen bilimlerinde 40 sorudan sorumlu olacak. Muhtemelen 14 fizik, 13 kimya, 13 biyoloji sorusu olacak. 9-10-11-12’inci sınıf müfredatlarından sorumlular. Bütün lise eğitimini ÖSYM 14 fizik, 13 kimya sorusuyla ölçecek. Bu soruların kolay olacağını düşünmüyorum. Ayrıca tıp da mühendislik fakültesi de sayısal puanla öğrenci alacak. Sadece 14 fizik, 13 biyoloji sorusuyla tıp fakültesine yerleştirilecekler. Her sorunun puan değeri artmış olacak. Bu da bir sıkıntı yaratacak. Adaylarda stresin artmasına yol açıyor bu durum. Az soruyla doğru değerlendirme yapmak mümkün değil”

EŞİT EĞİTİM SİSTEMİ YARATILMALI

Kültür Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu: “Türk eğitim sisteminin asıl sorunu ‘eşitlik’, daha doğrusu ‘eşitsizliktir’. Sistemde pek çok açıdan bir ‘kast’ sistemi yerleşmiştir. Mahalleler arasında, kır-kent arasında, özel-devlet arasında, okul türleri arasında, kız-erkek öğrencilerin eğitime erişimi arasında derin farklılıklar vardır. Eşit bir eğitim sistemi yaratılmalıdır.