KAYGI NEDİR?

KAYGI NEDİR?

Freud’a göre kaygı her zaman ve her yerde tecrübe edilen, istenmeyen bir şey, hoşlanılmayan duygu (his) durumudur. Kaygıyı tek başına tanımlamaya ihtiyaç yoktur; herkes kişisel olarak bu duyuşsal fenomeni yaşamıştır. Kaygı, pek çok önemli sorular arasında bağ kuran, cevabı ruhumuzun derinliklerindeki hafif bir sele atılmış bir (çıkaralım) bilmece gibidir. Kısaca “Kaygı hoş olmayan, yükselen ve alçalan bir durum ve bu durumun algılanmasıdır. “ şeklinde özetlenebilir.

“Eğer fırtına çıkınca yolcular gemiyi terk etmiş olsalardı, kimse okyanusu geçemezdi.”
Charles E.KETTRİNG

  1.  Genel Kaygı

    Bazı kişiler karşılaştıkları her durum ve ortamda kaygılanma eğilimindedirler. Bu kişiler için biriyle karşılaşmak veya tanışmak, okula veya işyerine gitmek, bir toplantıya katılmak kaygı vericidir. Yaşanan bu kaygıya genel kaygı denir.

  2.  Durumsal Kaygı

    Diğer bir kaygı türü ise; sadece belirli bir durum ve ortamda yaşanır ve kaygı uyandırıcı durum ve koşullar ortadan kalktığında, kaygı da kaybolur. Bu kaygıya özgül (durumsal) kaygı denir. Örneğin sınav kaygısı özgül bir kaygıdır ve günümüzde sınavlardan geçmek zorunda olan öğrenciler arasında sık görülür. Kaygıyı bir alarm sistemine benzetebiliriz. Bu sistem, gelen bir tehlike karşısında beynin düğmeye basmasıyla devreye girer.
    _ Beden daha uyanık olur,
    _ Duygularımızın hassasiyeti artar,
    _ Gözlerimiz kulaklarımız keskinleşir,
    _ Derimizden ve midemizden kaslarımıza daha çok kan gider.

Özetle Kaygı;

Kişinin yaşadığı bedensel, duygusal ve zihinsel değişimlerle kendini gösteren bir uyarılmışlık halidir.

Korku ve Kaygı Aynı Duygular mıdır?

Korku ve kaygı genel olarak kişide fizyolojik olarak aynı belirtilere sebep olsa da birbirlerinden farklı olan duygulardır.
Fiziksel bir tehdit varsa: KORKU
Kişisel bir tehdit varsa: KAYGI yaşarız
Korkunun kaynağı bilinmesine karşın kaygının kaynağı belirsizdir.
Korku, kaygıdan daha şiddetlidir.
Korku daha kısa sürelidir; kaygı ise uzun süre devam eder.

Genç bir buz patencisi yarışmadan önce çok heycanlıdır. Antrenörüne buz üzerine çıkmayacak kadar korktuğunu söyler. Antrenörü ise kendisine “Korkmuyorsun. Yalnızca heyecanlısın. Bu ikisi arasında fark var.” Der ve sonra da şu hikâyeyi anlatır: “Adamın biri lokantaya gidip 100 dolarlık yiyecek sipariş eder. Bu adam heyecanlıdır çünkü, çok pahalı bir yemek yiyecektir ama cebinde 100 doları vardır. Şimdi korkuya gelelim: Korku, cebinde hiç para olmadığı halde lokantaya girip o yemeği sipariş ettiğinde yaşayacağın histir.“